Blog Arşivleri

ÖYLE EĞRİ BÜĞRÜ MÜSLÜMANLIK YOK ! Prf . Dr . MAHMUD ESAD COŞAN (Rh.A)

 

OKUMADAN GEÇME HAAAANIM ..

Kur’an’ı okuyunuz. Sakın bu duvarlarda asılı bulunan mushaflar sizi aldatmasın. Çünkü Kur’an’a kap olan bir kalbi ALLAH Teâlâ azaba uğratmaz’.

Ebu Umâme el-Bâhilî

Prof. Dr. M. Esad COŞAN (Rh.A) Hocaefendi’den Nasihatler

Eğlenirken, gezerken çeşitli hatalar, kusurlar, günahlar olabiliyor.

O günahlardan korunmak, sakınmak lâzım!

Zikir vazifelerinden, namazından, niyazından,

Kur’an’ından, kıraatinden geri durmaması lâzım!

Hayrından sadakasından geri durmaması lâzım!

Prof. Dr. M. Esad COŞAN (Rh.A)

KADIN OLMAK

 

 

 

 

 

 

Ne gariptir değil mi ? Reçeten eline verilmiştir , içmekten imtina edersin ve hâlâ iyi olmayı beklersin !

Bu durum inancımıza “taban tabana zıttır” açıklamasına sanırım gerek yok . Çünkü ; tedbir olmadan tevekkülün , en paslı cinsinden aptallık olduğunu hepimiz biliriz .

Her sabah uyandığımızda peygamberî ölçülere uyarız da , (elimizi yüzümüzü yıkar , ağzımızı temizleriz) günün ilerleyen saatlerinde bu değerlerin gerisini fütursuzca terk ederiz . Bir salavat miktarı uzatmakla kalır hayat elimizde . Çoğumuzun su-i zannı olmuştur artık bu . Hakkaniyetli düşünmeyi , belki de işimize geldiğinden , kolaylıkla terk etmişizdir.

Çok fazla uzaklara gitmeye , arzın öbür yakasından misaller vermeye hiç gerek yok . İçimize dönsek , hanemizi seyretsek kâfi derecede yeterli .Bir hatır sormanın kabrine serilir hayat kolayca . Kolayca kurtuluruz sorumluluklarımızdan . Dışına gören , içine yolculuk etmekten korkan , fırtınayı bırakın bir tatlı melteme kurban , oradan oraya savrulan , düğmesine basılınca çalışan , gayrısında ise kabından sökülmüş kayıt cihazını hâlâ kendinin zanneden yaşam hamallarıyla çevrilidir kıyımız ve biz bu durumu hiç sorgulamayız .

_Nasılsın?

_Aman..Nasıl olayım ? Evdeyim işte !!!

Beyni ve üzerine yüklenen görevlerden uyuşmuş ! veya uyuşmayı isteyen biri daha başka nasıl anlamdırır ki hayatı ? Evde olmak !!

 

Evde olmak  o kadar kötü , o kadar feci  ve başa gelesi öyle bir afettir ki onun için ; hiç düşünmeden , oracıkta , hatır sormanın darağacında sallandırır kendini ve inan bana tek kelime gam yemez bunun için.

Çünkü hatırlamadığı bir dönemden beri “kadın olmak” aşağılanmakta , elinin hamuru hor görülmekte ,yetiştirdiği kızı kendine benzemektedir . Hakkıyla yapabildiği ise sadece ev işleridir ; hatta eli oya tutmuyorsa durumu hepten acıklıdır apartman aralarında .  O artık saçlarını taramayı unutmuş , fırtınanın gözünde dahi dönmektedir . Aynaya baktığında gördüğü kendi midir ?

Eli ekmek tutmuyorsa , babadan kalma zenginliği de yoksa , artık koca evinde hiç bir hükmü yoktur onun . Gerektiğinde dövülebilir bir minder , kullanılabilir bir eşya , silinmesi gerekmeyen , tavan arasına bırakılmış bir hurdadan başka bir şey değildir . Aslında bu kendi aklının hezeyanlarından başka bir şey olamaz . Olamaz diyorum ; çünkü “BEN MÜSLÜMANIM” ! Eminim de ondan diyorum bunu .

Ancak bu kadın , kadın olmayı unutmuş , mürebbiyeliğinden istifa etmiş (bazen zorla , bazen isteyerek , bazen bilmeden ..) aslî görevini terk etmiştir . Dert yanması hep bundandır çünkü artık bir hayat gailesi yoktur !

Daha beteri de var elbet . Vaktinin çoğunu “deli saçması” tanımıyla bile anlatılamaz olan televizyon programlarıyla geçirmektedir . Bunlar gönlünü hoş eden tek rüya alemidir onun için . Eşinden göremediği duygusal yakınlığı bir an olsun oralarda buldum zannıyla , ister güler ister ağlar ekran karşısında .

Bir de tabii evli olmasıdır onu acıtan . Ah! bir evli olmasa . Ah! bir de elinde bir mesleği olsa…Neler olacaktır neler ? Çünkü her gün , ordan burdan , erkeğin çok zâlim , çok bağlayıcı , rahat yaşamayı engelleyici bir unsur olduğu dayatılmaktadır ona . (Başta da belittik ya ; sünneti terk ettik . Erkeklerin eğitimsizliği bu yazının konusu değil . )

( Ve ayrıca , ciddi sorunları olan , evini , maddi manevi kan götüren hanımları , burada tenzih ederek devam ediyoum )

Bu kafa keşmekeşinde nerden çıkacağını bilemeyen hanımın eline bir de internet denen , dışı envai çeşit süslerle soğutulmuş içi alev deveranı bir “pencere” geçmiştir .Evinde bulamadığı lüxü bir yerlerden temin edebilmek için bulunmaz nimettir !

Çocuklar artık klavye tepesinde bezlenmekte ve hayatın en ağır prangası olarak görünmektedir GÖZÜNE !

Sana o gözü veren Allah’a (c.c) kurban olayım Ey Anne !!!

Tut elimi.. Gel beraber bakalım ayineye..SEN BİR İNSAN MİMARISIN ! Sen , eşinin güç bela getirdiği rızıkla , elini teknene batırıp sofralar kuran , karınlar doyuransın . Afetim sandığın evin cihan sarayıdır . Bir bilsen ! Sokağı bilemezsin . Bu mudur merakın ? Orası cehennemdir sana . Tacizin , gözün , küfrün , belanın âlâsı yüklenir sırtına orda . Taşıyamaz , incinirsin .

Sen evrenin en ender incisisin . İnci istiridyeden çıktığında , artık ellere düşmüştür .Özgürlük sandığı şey ; bir ipin ucunda tek başına ya da diğer incilerle alemin seyrine sunulmaktır . Kaderin bu olmamalı . Sana dayatılan çirkef kelimelere isyan etme vaktin gelmemiş midir ? Evde herkesin kirlettiği senin nurlu ellerinde temizlenirken , küçük hesaplarla büyük umutlara yelken açabilen yürek seninki değil mi?Hor gördüğün nikahın en ciddi sayebanındır bu ıssız yerde . Daha da sokul ona . Allah’dan (c.c) sonra seni koruyabilecek en kıymetli varlığındır o . Eteğini bir topla !

Peygamber (s.a.v) emaneti bir nesle sahip çıkacak olan sensin . Öğrenip uygulayacak , bunu evlatlarına nakış gibi işleyecek olan da sensin . Kur’an terbiyesini içinde hissedecek , O’nu raflardan indirecek , anlamını en önce kavrayacak olan da sen .Bir toplum ayağa kalkacaksa seninle kalkacak , batacaksa seninle batacaktır .Uyduruk çay sohbetleri olamaz senin cevherindeki maya . Sana bırakılan bu cevhere sahip çıkman beklenmektedir Ve bu elli numara oya ipliğinin makarasında saklı değildir . Boş v erme geçen günlerine , kızların tarhana karmayı bilmemektedir . Gitgide kölesi olmaktayız bu düzenin .

Ey Anne !

İslam , kadın çiçektir böcektir saçmalığına girmez . O , gerçektir . Gerçekçidir . Kanadının naif olduğunu bilir . O kanatların dünyanın demirden yüzünü kaldıramayacağını bildirir sana . Erkeğe emanettir …. [ Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptir.] [Bekara 228] ….. [ Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir. Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını bazısından üstün yaratmıştır ] [Nisa 34] …. Bakımı zor , hassas , çok değerli ! bir sanat eseridir . Kendine cahil toplumlar tarafından dayatılan sözümona görevler hayattaki tek maksadı değildir .

REÇETEN ELİNDEDİR . YA ONU KULLANIR BİZİ ISLAH EDERSİN YA DA TERK EDER ÖLÜMÜMÜZÜ BEKLERSİN . ÇÜRÜMEN DEĞİL KORKUM TOPRAĞIN ALTINDA . ÖMRÜNÜ ZİYAN ETMEN VE YARIM KALAN GÖREVİNDİR HUZURSUZLUĞUM !

 

Söyleyen daha çok ibret alsın der ve giderim …

Esselamu aleykum ve rahametullahi ve berekatuhu …

Onur Karaman

 

AİLEDE SORUMLULUK

Kutsal kitabımız Kur’an-ı Keram’in Nisa Suresi 34. Ayetinde yüce Rabbımız “er-racülü kavvamüne alen-nisa” buyuruyor ki: “Beyler hanımlar üzerine görevli ve hakimdirler” demektir. Ayet-i kerimede geçen “kavvam” kelimesi; bir şeye bakan, muhafazasına görevli, işlerini çekip çeviren anlamına gelen “Kaaim” kelimesinin mübalağa sigasıdır.” Son derece ileri ileri derecede k(im demek olur. Bu tabir ailede erkeğin kadına hakimiyetinin zalimane ve despotça değil mertçe ve centilmence olacağına işaret ediyor. Anlaşıldığına göre erkekler, evlerinin, eşlerinin, aile ve çocuklarının dünyevi ve uhrevi tüm işlerini titizlikle yürütmek, onları görünen, görünmeyen her tehlikeden olanca güçleriyle korumak, iki cihan saadetlerini basirtle sağlamak, maddi ve manevi menfaatlarını aşırı bir ihtimamla kollamak görevine, yüce Allah tarafından tayin edilmişlerdir, ama şartlı olarak! Bu ayet, bir taraftan erkeğin aile reisliğini tescil etmekle beraber, öbür yandan da kadınların korunup, kollanmasını ihtar selahiyetin arkasında vazifelerini tam yapmadığı takdirde sorumlu tutulacağı tehdidini de ihtiva ediyor. Bugün kaç aile reisi, bu sorumluluğun şuurundadır! Binlerce Müslüman aile, karısı, kocası ve çocuklarıyla, İslam’dan bihaber yaşıyor maalesef! Onlar için ana hedef para, lüks ve konfor olmuş. Allah’ın emirleri, yasakları unutulmuştur. Birçok aile de kendi içinde çekişme ve bunalımda; ya bey, ya hanım, ya da yetişen çocuklar İslami bilgiden yoksun, imani şuurdan mahrum durumdadır. Şaşılacak bir şey ki bazan da hanımların beylerden daha şuurlu olduğu, erkeklerin onları çekip çevirip yönetmesi gerekirken, onların beylerini kurtarmağa çırpındığı görülüyor. Nitekim ben de gittiğim şehir ve kasabalarda, dolaştığım dış ülkelerde beylerinden çok daha dindar ve mücahid nice hanımlar gördüm Allah kendilerinden razı olsun! Onların iman kuvveti, hizmet aşkı ve himmeti maalesef eşleri olan erkeklerde yok. Bu kahraman hanımlar, evin binbir meşakkatli işi ve çocuk yetiştirme güçlükleri yanısıra bütçeye mali destek olacak işler yapıyor, namaz kılmayan haylaz kocalarını yola getirmeğe, inançsız olan eşlerini irş(d etmeğe, içki içen beylerini vaz geçirmeğe kumara dadanmış aile reislerine çoluk çocuklarına karşı sorumluluklarını hatırlatmağa, dışardan dost edinmiş vefasız eşlerini eve bağlamağa çalışıp duruyorlar. Mesela şu anda önümde bulunan mektupta şunlar yazıyor: “Kocam zalim mi zalim, dinden-imandan bihaber, anlayıştan eser yok, ahlakını anlatmam, haram-helal ayırmaz, faiz yer, benim şahsi emeklilik maaşımı gasb eder, zekat sadaka vermez, aç yetim gözetmez.” “Baştan ben bununla evlenmeyecektim; o zaman söz verdi. Namazımı kılacağım, Allah’ın emirlerini yerine getireceğim, diye 26 senedir sözünde durmadı; şimdi ben ümidimi kesmiş gibiydim. Alnı bir defa secdeye gelmiş değil. Dört çocuğum bu cahil baba elinde ziyan oldu. Çocuklarıma ben Kur’an öğretiyordum, kendi engelledi, “bu kadar insan cehenneme gidecek de bir tek sen mi cennete gideceksin” dedi. Yavrularım şimdi hristiyanlarla yaşıyorlar, çektiğim vicdan azabını tarif edemem. Yeter ki benim ibadetime dil uzatmasın diye, her ne derse yaparım, yine de yaranamam o zalime; kızar, söylemeğe haya edeceğim laflar söyler; ne Allah’ım, ne dinim, ne kitabım kalır.. Şimdi benim bu adamla evliliğimi sürdürmem caiz mi?.. vs.” Sevgili anne babalar, ilerde böyle berbat kocalık ve aile reisliği yapacak evlatlar yetiştirmeyin. Çocuklarınıza Allah’tan korkmayı, O’nun emirlerine uymayı, yasaklarından kaçınmayı iyi öğretin. Sizin ve bizim asıl işimiz Allah’ın rızasını kazanmaktır, şu fani dünyanın değersiz meşgaleleri, geçici zevk ve eğlenceleri değil. Kendiniz iyi müslüman olun ki çocuklarımız da iyi olsunlar. Sevgi ve şefkatle onları güzel eğitmek elinizdedir; bu fırsatı kaçırıp dünya ve ahiretin cezalarına uğramamağa çok itina gösterin. Allah c.c. basiretinizi açsın, nusretiyle sizleri hakyolda teyid eylesin! KADIN VE AİLE NİSAN 88 Prf.Dr.M.Es’ad COŞAN(rh.a)

İslam’ın Kadına Verdiği Değer [ Yabancı Filmden Alıntıdır ]