Blog Arşivleri

KADIN OLMAK

 

 

 

 

 

 

Ne gariptir değil mi ? Reçeten eline verilmiştir , içmekten imtina edersin ve hâlâ iyi olmayı beklersin !

Bu durum inancımıza “taban tabana zıttır” açıklamasına sanırım gerek yok . Çünkü ; tedbir olmadan tevekkülün , en paslı cinsinden aptallık olduğunu hepimiz biliriz .

Her sabah uyandığımızda peygamberî ölçülere uyarız da , (elimizi yüzümüzü yıkar , ağzımızı temizleriz) günün ilerleyen saatlerinde bu değerlerin gerisini fütursuzca terk ederiz . Bir salavat miktarı uzatmakla kalır hayat elimizde . Çoğumuzun su-i zannı olmuştur artık bu . Hakkaniyetli düşünmeyi , belki de işimize geldiğinden , kolaylıkla terk etmişizdir.

Çok fazla uzaklara gitmeye , arzın öbür yakasından misaller vermeye hiç gerek yok . İçimize dönsek , hanemizi seyretsek kâfi derecede yeterli .Bir hatır sormanın kabrine serilir hayat kolayca . Kolayca kurtuluruz sorumluluklarımızdan . Dışına gören , içine yolculuk etmekten korkan , fırtınayı bırakın bir tatlı melteme kurban , oradan oraya savrulan , düğmesine basılınca çalışan , gayrısında ise kabından sökülmüş kayıt cihazını hâlâ kendinin zanneden yaşam hamallarıyla çevrilidir kıyımız ve biz bu durumu hiç sorgulamayız .

_Nasılsın?

_Aman..Nasıl olayım ? Evdeyim işte !!!

Beyni ve üzerine yüklenen görevlerden uyuşmuş ! veya uyuşmayı isteyen biri daha başka nasıl anlamdırır ki hayatı ? Evde olmak !!

 

Evde olmak  o kadar kötü , o kadar feci  ve başa gelesi öyle bir afettir ki onun için ; hiç düşünmeden , oracıkta , hatır sormanın darağacında sallandırır kendini ve inan bana tek kelime gam yemez bunun için.

Çünkü hatırlamadığı bir dönemden beri “kadın olmak” aşağılanmakta , elinin hamuru hor görülmekte ,yetiştirdiği kızı kendine benzemektedir . Hakkıyla yapabildiği ise sadece ev işleridir ; hatta eli oya tutmuyorsa durumu hepten acıklıdır apartman aralarında .  O artık saçlarını taramayı unutmuş , fırtınanın gözünde dahi dönmektedir . Aynaya baktığında gördüğü kendi midir ?

Eli ekmek tutmuyorsa , babadan kalma zenginliği de yoksa , artık koca evinde hiç bir hükmü yoktur onun . Gerektiğinde dövülebilir bir minder , kullanılabilir bir eşya , silinmesi gerekmeyen , tavan arasına bırakılmış bir hurdadan başka bir şey değildir . Aslında bu kendi aklının hezeyanlarından başka bir şey olamaz . Olamaz diyorum ; çünkü “BEN MÜSLÜMANIM” ! Eminim de ondan diyorum bunu .

Ancak bu kadın , kadın olmayı unutmuş , mürebbiyeliğinden istifa etmiş (bazen zorla , bazen isteyerek , bazen bilmeden ..) aslî görevini terk etmiştir . Dert yanması hep bundandır çünkü artık bir hayat gailesi yoktur !

Daha beteri de var elbet . Vaktinin çoğunu “deli saçması” tanımıyla bile anlatılamaz olan televizyon programlarıyla geçirmektedir . Bunlar gönlünü hoş eden tek rüya alemidir onun için . Eşinden göremediği duygusal yakınlığı bir an olsun oralarda buldum zannıyla , ister güler ister ağlar ekran karşısında .

Bir de tabii evli olmasıdır onu acıtan . Ah! bir evli olmasa . Ah! bir de elinde bir mesleği olsa…Neler olacaktır neler ? Çünkü her gün , ordan burdan , erkeğin çok zâlim , çok bağlayıcı , rahat yaşamayı engelleyici bir unsur olduğu dayatılmaktadır ona . (Başta da belittik ya ; sünneti terk ettik . Erkeklerin eğitimsizliği bu yazının konusu değil . )

( Ve ayrıca , ciddi sorunları olan , evini , maddi manevi kan götüren hanımları , burada tenzih ederek devam ediyoum )

Bu kafa keşmekeşinde nerden çıkacağını bilemeyen hanımın eline bir de internet denen , dışı envai çeşit süslerle soğutulmuş içi alev deveranı bir “pencere” geçmiştir .Evinde bulamadığı lüxü bir yerlerden temin edebilmek için bulunmaz nimettir !

Çocuklar artık klavye tepesinde bezlenmekte ve hayatın en ağır prangası olarak görünmektedir GÖZÜNE !

Sana o gözü veren Allah’a (c.c) kurban olayım Ey Anne !!!

Tut elimi.. Gel beraber bakalım ayineye..SEN BİR İNSAN MİMARISIN ! Sen , eşinin güç bela getirdiği rızıkla , elini teknene batırıp sofralar kuran , karınlar doyuransın . Afetim sandığın evin cihan sarayıdır . Bir bilsen ! Sokağı bilemezsin . Bu mudur merakın ? Orası cehennemdir sana . Tacizin , gözün , küfrün , belanın âlâsı yüklenir sırtına orda . Taşıyamaz , incinirsin .

Sen evrenin en ender incisisin . İnci istiridyeden çıktığında , artık ellere düşmüştür .Özgürlük sandığı şey ; bir ipin ucunda tek başına ya da diğer incilerle alemin seyrine sunulmaktır . Kaderin bu olmamalı . Sana dayatılan çirkef kelimelere isyan etme vaktin gelmemiş midir ? Evde herkesin kirlettiği senin nurlu ellerinde temizlenirken , küçük hesaplarla büyük umutlara yelken açabilen yürek seninki değil mi?Hor gördüğün nikahın en ciddi sayebanındır bu ıssız yerde . Daha da sokul ona . Allah’dan (c.c) sonra seni koruyabilecek en kıymetli varlığındır o . Eteğini bir topla !

Peygamber (s.a.v) emaneti bir nesle sahip çıkacak olan sensin . Öğrenip uygulayacak , bunu evlatlarına nakış gibi işleyecek olan da sensin . Kur’an terbiyesini içinde hissedecek , O’nu raflardan indirecek , anlamını en önce kavrayacak olan da sen .Bir toplum ayağa kalkacaksa seninle kalkacak , batacaksa seninle batacaktır .Uyduruk çay sohbetleri olamaz senin cevherindeki maya . Sana bırakılan bu cevhere sahip çıkman beklenmektedir Ve bu elli numara oya ipliğinin makarasında saklı değildir . Boş v erme geçen günlerine , kızların tarhana karmayı bilmemektedir . Gitgide kölesi olmaktayız bu düzenin .

Ey Anne !

İslam , kadın çiçektir böcektir saçmalığına girmez . O , gerçektir . Gerçekçidir . Kanadının naif olduğunu bilir . O kanatların dünyanın demirden yüzünü kaldıramayacağını bildirir sana . Erkeğe emanettir …. [ Erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptir.] [Bekara 228] ….. [ Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir. Çünkü Allahü teâlâ, bazı kullarını bazısından üstün yaratmıştır ] [Nisa 34] …. Bakımı zor , hassas , çok değerli ! bir sanat eseridir . Kendine cahil toplumlar tarafından dayatılan sözümona görevler hayattaki tek maksadı değildir .

REÇETEN ELİNDEDİR . YA ONU KULLANIR BİZİ ISLAH EDERSİN YA DA TERK EDER ÖLÜMÜMÜZÜ BEKLERSİN . ÇÜRÜMEN DEĞİL KORKUM TOPRAĞIN ALTINDA . ÖMRÜNÜ ZİYAN ETMEN VE YARIM KALAN GÖREVİNDİR HUZURSUZLUĞUM !

 

Söyleyen daha çok ibret alsın der ve giderim …

Esselamu aleykum ve rahametullahi ve berekatuhu …

Onur Karaman

 

Prof. Dr. M. Esad COŞAN (Rh.A)’dan:kamil insan nasıl olunur?

Gerçek tasavvufa gereken ciddiyetle eğiliniz; ruh, kalp ve ahlâk eğitiminizi tamamlayınız; kâmil bir insan olmaya çalışınız ki dünya ve âhiret izzet ve şeref ve saadetine nail olabilesiniz.

SUÇLU BENİM!! EBEVEYN OLARAK

Nasıl ve nereden başlasak?Sokaklardan mı,hanelerden mi,okullardan mı,işyerlerinden mi,camilerden mi?Bu konuyu düşününce dilim tutluyor desem yalan,tutulmuyor desem yalan.Edep,Erkan,Terbiye,Ahlak….Yoksa isyan mı deseydim?hepsi ortadan kalkınca,yeni nesil adını isyan koymuş bunun.Amiyane,ben yoldan çıkmak diyorum buna.

Başlık namına hangisini koysam diye üç gündür düşünür dururum acizane.Hepsi birbirinden önemli hayat içinde.

“Ne oluyor gençler!!”diye haykırasım geliyor her otamda.Yalnızlığım büyüyor hepten.Küçüğünü kollamamak,büyüğünü “hiçe saymak” maarifet mi oldu bu devirde?Evet,aynen öyle oldu.Küstahlığı hayatının olmazsa olmazı haline getirdi güvendiğimiz bu dağlar.Sakın yanlış anlaşılmasın.Asla onları suçlamıyorum.Onları yetiştiren ebeveynlerde arıyorum kabahati.Yüksek okumak hatırı sayılır olmakla eş anlamlı oldu çıktı günümüzde.

Ağzına gelen her lakırdıyı ortalık yere salya sümük fışkırtmak beceri oldu alemde.Hele hele kızımı okula bırakırken gördüğüm manzaralar beni hepten yıldırmak üzere.Sokak ortasında birbirinin saçını başını çekiştirip,külhanbeyi naraları atan kızlar! hepten canımı acıttı geçende.Bu demek değil ki kabalık erkeğe yakışır.Aklımdaki “adam”tezahüründe Efendim,Peygamberim,Rehberim(s.a.v) var.Ve O’da(s.a.v)bir erkek.Ve tüm dünyaya miras bıraktığı insanlık dersini okuyunca satır satır, insanı kadın- erkek diye ayırmayı bırakıyorsunuz elbet.Çünkü Resul’ün(s.a.v)çağrısı çağlar ötesine.

Görüyorum ki,artık mesele:oku yavrum,diplomanı al bir de bol paralı bir iş bul….Hayat bundan ibaret değil ana-babalar!gitgide yozlaşıyor gitgide yalnızlaşıyor gitgide pervasız oluyoruz.Apartmanlarda birbirimizin yüzüne bakmaz olduk,vereceğimiz bir selamken,çıkarımız yoksa onu da ciddiye almaz olduk.bu gün hatırını sorduğum insanlar,arkasını dönünce:acaba maksadı ne?der olmuş.ağlamaklıyım 😦

Dostluklar yalan sayılır olmuş ne acıdır ki.Arkadaşlar fırsat kollar olmuş birbirinin gözünü oymak için.Çok değil,şundan 30-40 yıl önce ahiretliği olurdu insanların.En mahremini bilirlerdi de gene de konuşmazlar,sır vermezlerdi herkesin içinde.Onlar birbirlerini tembihlerdi”ölünce beni sen yıka”diye.Eminlerdi çünkü dostlarından.Ki ne önem arz eden bir meseledir son abdest.Ağza verilecek son su damlası,duanı edecek gönül yoldaşı tarafından dökülürdü.Ve o suyla beraber bir kaç damla gözyaşı.Onları sakin tutan sebep ise kavuşmaya az kalmış olması.

Ölümü sık anar,sık sık nasihat ederlerdi gençlere.O nineler büyüttü bizi.Unutacak kadar zaman geçmedi ki üzerinden hanımlar bize ne oluyor böyle?Ne oluyor da evlatlarımızı bu kadar kalın,bu kadar vurdumduymaz,bu kadar düşüncesiz ve bu kadar bencil yetiştirdik?O nineler bir kusur mu işledi bize karşı da tüm hıncımızı evlatlarımızdan çıkarır olduk?Onlardan önce bırakıp gideceğimizi düşündüğümüz dünyaya(ki Allah sıralı,hayırlı ömür versin) bu kadar hor bu denli destursuz, insan suretli varlılar yetiştirmemizin asıl sebebi nedir?

“Bu alemde babana bile güvenmeyeceksi”düsturu!! almış boyunu uzamış gidiyor gençlerin arasında.Bu ne alçakça bir tanımlamadır.”Efendimiz(s.a.v) buyurdu ki:Babaya itaat Allah’a itaattir,babaya isyan Allah’a isyandır(Tirmizi).Hele ki “inandım”diyen ana-babanın evladına bunları öğretmemesi. evlada ne büyük bir zulümdür!”Bereket büyüklerle beraberdir”düsturunu neden veremedik onlara?Çünkü,ellerinden tutup mescidlere yol almadık.Peygamberi hayat tarzını benimsetmeyi unuttuk bi aralar zihinlerimizde.Hatırladığımız zaman da iş işten geçmiş oldu.

Onların zihinleriyse artık,popta,jazda,konserde,giyimde,gezmekte,hayat kısa tadını çıkarda..hülasa-i kelam ne kadar günah varsa akıllar onda.Günah lafzının da içi hepten boşalmış durumda zihinlerinde.Ne için günah,ne için yasak biz öğrenmeden onlara ne verecektik?Kültür namına ezberledikleri şeylere bakıyorum da hele,onlara hiç bir fayda sağlamayacak içi boş dünyalık meseleler.Hani bizim malayani dediğimiz şeyler.Malayani ile açıklanamayacak kadar aşağı hatta bazıları.Hangi filmde kim oynamış,nasıl bakmış,ne demiş,ne usta oyuncuymuş,falan partide ne giymiş,kaç sevgili değiştirmiş,hangi kerameti kendinden menkul dergiye kapak olmuş vs..vs..?

Ölümün hızla yaklaştığını neden öğretmedik onlara.Konusu açıldığında”susun” aman anmayın demekle kurtulacağımızı mı sandık acaba?Kaç şişe şarap bitirirse kıymeti o kadar artacak sanan akıllar kimin cebinden çıktı?Bir gecede bilmem kaç kişiyle düşülen zina tuzağından neden bahsetmedik hiç.Ayıp mıydı,günah mı?Şeriatin ayıbı olmaz.Her olduk olmadık şeye günah yaftası yapıştırmakla müslüman olunmuyor işte.Evlerimizi bir eğitim yuvasına çevirmediğimizden olsa gerek”sus pus” ortamlarda yetişen,bunu yaparken de tv’lerde her türlü yenilen herzeyi seyreden sübyanlar işte bu hale geldiler.Ahlaka mugayir herşey içselleşti,hazm edildi şimdi  onu dökmek zamanı.İlim olsa yayılırdı ama bu pislik misali dökülüyor paçalarımızdan.

Her başlayan cümle küfürle başlıyor her bitiş bir küfür.Kimse duymadım,görmedim demesin.Lise çıkış saatlerinde 10 dakikalığına sokakta olmanız yeterli.Fazla emek harcamanıza gerek yok.Çıkın bir dolaşın ve görün yaşanan müptezelliği.Tekrar söylüyorum:suçlusu asla onlar değiller.Duacıyım ki:Allah’ım inayet eylesin de hallerini düzeltsinler.amin.

Bir daha aklımdan geçirdim de gördüklerimi,nasıl ana-baba olacaklar,nasıl geçirecekler yeni nesillere bilgilerini,aklım almıyor?Dönüp sertçe uyarıyorum bazılarını ve gördüğüm manzara beni hayrete düşürmeye yetiyor:Abla,ÖZÜR DİLERİM,KUSURA BAKMA!Üzülüyorum bu sefer.Anlıyorum ruhu boş değil,hala utanması var bazısının.Ümitvarım aslında,bu kadar karamsar konuştuğuma bakmayın.Hep iddia ettiğim bir mesele vardır:”ana-baba mürşid gibi olmalıdır “diye.Önce kendini terbiye edip güzelce tornadan geçirecek sonra da yaşayarak ve anlatarak bunu kendi nesillerine aktaracak.Netekim,küp içindekini sızdırır.Bizde olmayan bir şeyi evlatlarımıza vermemiz mümkün değil.Onlara bırakacağımız en güzel miraz güzel ahlak olmalı.Ahlakı güzel olanın da bahtı her yerden güzel olur zannımca.En azından hastalanmaz,depresyona girmez ve en kötüsü canına kıymaz.Nicelerini duyuyoruz ki her gün,derin mutsuzlukları sebebyle,hayatlarına bir anlam katamadıkları için canlarına kıymışlar.Allah’ım böyle kötü bir felaketten cümlemizin evlatlarını ve kendi nefislerimizi korusun.amin.

Aslında satır aralarına konacak o kadar daha kelam var ki gecelerce konuşsak bitmez.Şimdilik burada keselim hayırlısıyla.Sürç-i lisan ettiysek affola.Hatalar bizden güzel olan her şey Rahman olan Rabbim’den(azze ve celle)

Dua edin,Söyleyen sizden daha çok ders alsın.Allah’a emanetsiniz efendim.

esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh